2020 EKPSS’nin Zihinsel Engellilere İlişkin Kısmıyla İlgili Önemli Karar
2020 EKPSS sınavında, genel engelli adaylardan bazıları, zihinsel engelliler için hazırlanan soru kitapçığını kullanmıştır. 2020 EKPSS’de, zihinsel engelliler için hazırlanan sorular daha kolay olup, daha fazla süre tanımıştır.
Zihinsel engelliler için yapılan sınava katılan bir aday, bu sınava genel engelli olmasına rağmen katılan bazı adaylardan dolayı, sıralamada aşağı kaydığını belirtmiş ve 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavının zihinsel engellilere ilişkin kısmının iptalini istemiştir. Açılan davada idare mahkemesi talebi reddetmiştir.
Danıştay 12. Dairesi ise
– Zihinsel engelli kategorisi için yapılan sınava genel engelli kategorisine ait kimselerin girmesinin zihinsel engelliler aleyhine farklılık doğurabileceğini,
– Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da hasım mevkiine alınması
Gerektiğini belirterek idare mahkemesi kararını bozmuştur.
Mahkeme heyeti ayrıca “daha kolay soruların sorulduğu ve daha fazla sürenin tanındığı zihinsel engelli kategorisi için yapılan sınava genel engelli kategorisine ait olan kişilerin girmiş olmasının, sınav ortalaması ve standart sapmasında zihinsel engelli kategorisine ait kimseler aleyhine farklılık doğuracağının” açık olduğunu belirtmiştir.
İŞTE DANIŞTAY KARARI
T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2021/3445
K. 2021/4023
T. 17.06.2021
İSTEMİN KONUSU:
Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 15/02/2021 tarih ve E:2020/2345, K:2021/329 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
15/11/2020 tarihinde gerçekleştirilen 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavına giren davacının, genel engelli adaylardan bazılarının zihinsel engelliler için hazırlanan soru kitapçığını kullandığı ve bu şekilde kendisinin sıralamada aşağılarda kaldığından bahisle, 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavının zihinsel engellilere ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 15/02/2021 tarih ve E:2020/2345, K:2021/329 Sayılı kararıyla; davacının iddialarının niteliği ve kapsamı dikkate alındığında iddialarının doğru olduğu varsayıldığında dahi bu durumun sınavın tamamen iptali sonucunu doğurmayacağı, şayet 15/11/2020 tarihinde gerçekleştirilen 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavında genel engelli adaylardan bazıları zihinsel engelliler için hazırlanan soru kitapçığını kullanmışlarsa, bu kişilerin elde ettikleri hakları kaybedecekleri ve herhangi bir hak iddia edemeyecekleri; diğer taraftan idarece gerçekleştirilen sınavın objektiflik, güvenirlik, gizlilik, ölçmeye uygun sorular, adil seçme ilkeleri çerçevesinde ve sınava katılanlar nezdinde ölçme ve değerlendirmenin her türlü tereddütten uzak, hiçbir şaibeye meydan verilmeyecek şekilde yapılmadığı yönünde herhangi bir somut delil de bulunmadığı, idarenin sınavı kısmen veya tamamen iptal etme veya etmeme konusunda takdir yetkisinin bulunduğu, takdir yetkisinin sınavın tamamen veya kısmen iptal edilmemesi yönünde kullanıldığı, tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde; takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanıldığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
15/11/2020 tarihli Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavının; “genel engelli”, “görme engelli”, “işitme engelli” ve “zihinsel engelli” gruplarına göre 4 ayrı kategoride yapıldığı; genel engelli, görme engelli ve işitme engellilerin, engel gruplarına göre farklı sınav uygulamasına tabi olmakla birlikte, içeriği aynı olan soru kitapçığı ile sınava girdiği, zihinsel engelli grubu için ise, daha kolay soruların yer aldığı farklı bir soru kitapçığının kullanıldığı ve sınavda farklı usule tabi tutuldukları; sınava giren adaylardan bazılarının, engel seviyelerine uygun kategori olan “Genel Engelli” kategorisi sınavı yerine, başvuru sürecinde verilen sağlık raporunun kategori işaretlemesinde raporu düzenleyen hastane, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı veya ÖSYM görevlilerince yapılan yanlış işaretleme nedeniyle “Zihinsel Engelli” kategorisi sınavına girerek çok yüksek puanlar aldıkları, böylece, her sınav kategorisinin kendi arasında değerlendirildiği bu sınavda zihinsel engelliler sınavı başarı eğri sapmasını yükselttikleri ve başarı sıralamasının değişmesine neden oldukları; engel tanılarının ve kategorilerinin ilk başta hastanelerde belirlendiği, ancak sonra başvuru sürecinde Bakanlık İl Müdürlüğü veya illerde ÖSYM başvuru temsilciliklerinde memurların yanlış yorumlayarak adayın girmesi gereken kategoriden farklı bir kategoriye girmesine sebep olabildikleri, örneğin normalde ruhsal ve duyusal bozukluğu olan ve sağlık raporunda bu şekilde belirtilen aday “Genel Engelli” kategorisindeyken, başvuru sürecindeki memurun yanlış yorumlaması ile zihinsel engelli kategorisinin işaretlenerek bu sınava girmiş olduğu, bu durumun sınava giren engelli adayların kendi aralarında kurdukları grup yazışmalarında ortaya çıktığı; örneğin Selçuk Umay’a psikiyatrik rahatsızlık nedeniyle engelli raporu verildiği, ama kamu görevlisi yanlış işaretleme yaptığından zihinsel engelli kategorisinde girdiği, K. Kara isimli şahsın da aynı durumda olduğu, raporların hastaneden, ÖSYM Başkanlığından ve Bakanlıktan getirtilmesi ile bu durumun ortaya konulabileceği, bu şahısların hile ya da yanıltma ile değil kamu görevlilerinin hatası sonucu yanlış sınava alındığı, kendisinin % 50 hafif zeka geriliği ile 83 puan alarak iyi bir sonuç yakalamışsa da, aynı netle daha yüksek puan alması gerekirken sınava haksız yere giren kişilerin çan eğrisini yükseltmesinden dolayı mevcut net sayısı ile daha düşük puan aldığı ve sıralamada aşağılara düştüğü, bunun sonucu olarak engelli kontenjanından devlet memurluğuna atanma hakkını kaybettiği, haksız yere zihinsel kategoride sınava girip yüksek puan alan kişilerin puan hesaplamasında diğer kategorilerdeki kişilerin önüne geçip sınava genel kategoriden giren adayları mağdur ettikleri, hukuka aykırı olarak verilmiş olan İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davanın süresinde açılmadığı, ÖSYM Başkanlığının sadece uygulayıcı konumunda olup sınavın yapılışından sorumlu bulunmadığı, bu sebeple husumet yöneltilmiş olmasının hatalı olduğu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının hasım mevkiine alınmasının gerektiği, yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunan, istenilen şartları taşımayan adayların ataması yapılmayarak sınav sonucundan doğan tüm hakları iptal edileceğinden davacının menfaatinin bulunmadığı, bu nedenle davanın ehliyet yönünden reddinin gerektiği, ilgili yönetmelik ve kılavuz hükümlerinde de belirtildiği üzere EKPSS’de yüksek puan almanın veya kurada adı çıkmanın tercih kılavuzlarında yer alan kadroya yerleştirmede tek başına bir hak teşkil etmeyeceği, yanlış, yanıltıcı veya yalan beyanda bulunanlar ile bilgilerinde tutarsızlık bulunanların yerleştirmesinin ve atamasının yapılmayacağı, adayların bu durumlardan ötürü hak iddia edemeyecekleri göz önünde bulundurulduğunda, davacının ileri sürdüğü hususların sınavın iptalini gerektirmediği, İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/B maddesi uyarınca işin gereği görüşüldü:
KARAR: İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dosyanın incelenmesinden; 15/11/2020 tarihinde gerçekleştirilen 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavına (EKPSS) “Zihinsel Engelli” kategorisinde katılan davacıya, Zihinsel Engelliler Testinin uygulandığı, davacının, 24/11/2020 tarihinde ÖSYM kayıtlarına giren 22/11/2020 tarihli dilekçesiyle, “15/11/2020 tarihinde yapılan EKPSS’ye zihinsel engeli kategorisinde sınava girmesi gereken zihinsel engelli adayların yanı sıra sağlık kurulu raporunda ruhsal engelli (şizofren, bipolar bozukluk, anksiyete) olduğu belirtilen adayların da girdiğinin ekte sunulan internet yazışmaları ile tespit edildiği, sınava zihinsel engelli olmadığı halde ruhsal engelini zihinsel engelmiş gibi gösterip sınava giren tüm adayların tespit edilerek bu adayların sınavlarının iptal edilmesi ve puanlamaya tabi tutulmamaları” talebinde bulunduğu, bu başvurusunun zımnen reddi ve 17/12/2020 tarihinde sınav sonuçlarının açıklanması üzerine, sınavda genel engelli adaylardan bazılarının zihinsel engelliler için hazırlanan soru kitapçığını kullandığı ve bu şekilde kendisinin sıralamada aşağılarda kaldığından bahisle, 2020 EKPSS’nin zihinsel engellilere ilişkin kısmının iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasında; dava dilekçelerinin, Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından fıkrada belirtilen konularda sırasıyla inceleneceği belirtilmiş, anılan fıkranın (f) bendinde “husumet” ilk inceleme konuları arasında sayılmış, 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde de; davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dava dilekçesinin belirlenecek gerçek hasma tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
2577 Sayılı Kanun’a 6552 Sayılı Kanun’un 96. maddesiyle eklenen 20/B maddesinde ise, “Milli Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin yargılama usulünde: …
h-) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hallerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının girdiği sınava ilişkin olarak 2020 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı ve Kura Başvuru Kılavuzunun “2.2. Başvuru İşlemleri” kısmının “Başvuru Merkezlerinden Yapılacak Başvurular” başlığı altında yer alan “1. Adım: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüklerinden Ön Kabul ve Taahhüt beyanı belgesinin edinilmesi” düzenlemesi uyarınca, sınava girecek adayların engel grubu bilgilerinin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü görevlisince kaydedildiği ön kabul belgesi edinilmesi gerekmektedir.
Sınav sonuçlarının değerlendirilmesinde ise, Kılavuzun “3.10. Değerlendirme” başlığı altında düzenlenen değerlendirme kriteri uyarınca, sınava katılan tüm adaylar için tespit edilecek bir ortalama ve standart sapma esas alınarak ilgililerin puanları saptanmaktadır.
Adayların sınava, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Başkanlığı İl Müdürlüğü görevlisince kaydedilen, engel grubu bilgilerini içeren ön kabul belgesi ile katılımının mümkün olması ve başarılarının tespitinde, sınava katılan tüm adaylar için tespit edilecek bir ortalama ve standart sapmanın esas alınması karşısında, daha kolay soruların sorulduğu ve daha fazla sürenin tanındığı zihinsel engelli kategorisi için yapılan sınava genel engelli kategorisine ait kimselerin girmesinin zihinsel engelliler aleyhine farklılık doğurabileceği anlaşıldığından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da hasım mevkiine alınması ve dosyanın bu şekilde tekemmüle tabi tutularak uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-(c) maddesi uyarınca, dava dilekçesinde davalı idare olarak gösterilen Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı yanında, 21/04/2021 tarih ve 31461 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Kurulması ile Kamu Personel İşlemlerinin Yürütülmesine İlişkin Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair 73 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca eski Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yerine olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da hasım mevkiine alınması gerekmekteyken, sadece Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi husumetiyle karara bağlanan İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, sınava katılanların başarılarının tespitinde, sınav kılavuzunun “3.10. Değerlendirme” başlığı altında düzenlenen değerlendirme kriterleri uyarınca, sınava katılan tüm adaylar için tespit edilecek bir ortalama ve bu ortalamadan standart sapma esasının esas alındığı, bu durumda, daha kolay soruların sorulduğu ve daha fazla sürenin tanındığı zihinsel engelli kategorisi için yapılan sınava genel engelli kategorisine ait olan kişilerin girmiş olmasının, sınav ortalaması ve standart sapmasında zihinsel engelli kategorisine ait kimseler aleyhine farklılık doğuracağı açık olup, dosya kapsamında davacının bu yöndeki iddialarının da Mahkemece açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 Sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 15/02/2021 tarih ve E:2020/2345, K:2021/329 Sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan 97,70- TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde, posta gideri avansından artan tutarın ise karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 Sayılı Kanun’un 20/B maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kesin olarak 17.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Memurlar.net)