YÖK Başkanından Baraj Puanı Açıklaması

Üniversiteye girişte TYT ve AYT baraj puanı uygulamasının kaldırılmasının ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, önemli açıklamalarda bulundu.

YÖK Başkanı Erol Özvar, ”Geçmiş senelerde olduğu gibi 0,5 ham puan elde edebilen öğrencilerimizin puanları hesaplanabilecektir. Bundan sonra da öğrencilerimizin yapacağı tercihte bulunmaktır. Ya ön lisans üzerinden veya puan türlerine göre sayısal, sözel, eşit ağırlık ve dil puan türlerinde öğrencilerimiz ilgili bölümlere başvurabilecek. Program kontenjanı ne kadar ise en yüksek puanı alan ve o programı tercih eden öğrenciden aşağıya doğru öğrencilerimiz o programa kayıt hakkı elde etmiş olacak. Dolayısıyla barajların kaldırılması, puansız, sınavsız üniversitelere öğrencilerin girmesi demek değil. Bunu çok sevgili öğrencilerimiz, adaylarımız gayet iyi bilmektedir.

Onlar da bu kararı aileleriyle beraber memnuniyetle karşıladığını bizimle paylaşmaktadır. Bu sistem aslında tercih yapabilen öğrenciler arasında rekabeti getirecek. Rekabet kontenjanlara daha fazla talebin olması anlamına gelir. Daha fazla talebin olması demek aslında kontenjanlara daha fazla ilginin, daha fazla kayıt yaptırmak isteyen öğrencinin olması demektir. Bu da puanların belki yukarıya doğru meyletmesine gerekse de dolmasına yardımcı olacaktır. Dolayısıyla bu sistemle kalitenin düşeceğini, liyakatın azalacağını söylemek çok haklı ve makul bir eleştiri olarak görülmemektedir. Bu puan üstünlüğüne dayanan bir düzenleme. Dolayısıyla en yüksek puanı alan öğrenciler programlara yerleşecektir. Puanları tutmayanın, programlara yerleşebilme ve kayıt yapma imkanı olmayacaktır. Dolayısıyla tartışmayı bu çerçevede görmek lazım. Daha fazla sayıda öğrencinin kontenjanlara erişilebilir olması, tercih havuzunu doldurması anlamına geliyor. Sistem daha dinamik bir sürece girmiş oluyor.

Ayrıca öğrencilerimizin başarı sıralamasıyla bu kontenjanlara girmeye çalışmalarıdır, yapmaya çalıştığımız bundan ibarettir diyebilirim. Zamanlaması gayet güzel oldu. YKS Kılavuzu açıklanmadan önce biz bu kararımızı bütün halkımızla paylaşmış olduk; yani oyun başlamadan önce kuralları ortaya koymuş olduk. Bundan daha makul bir şey olamaz. İkincisi, öğrencilerimiz evet sınava hazırlanmaktadır ama sınavın türü, sınavın şekli, sınavın muhtevası değişmemektedir. Sınav aynı sınavdır, soru tarzı, biçimleri hiçbir şekilde değişiklik söz konusu değildir. Dolayısıyla sınavın değişmediği, sınavın muhtevasının farklılaşmadığı, soru biçimlerinin farklılaşmadığı bir düzenlemeden söz ediyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey; sistemi bir anlamda ciddi bir şekilde rahatlatabilmek. Dolayısıyla bu eleştiriye katılabilmek mümkün değil. Ayrıca sınav süresini 30 dakika uzattık. Dolayısıyla bizim görebildiğimiz kadarıyla öğrencinin üzerindeki barajı geçme baskısı kalktığından dolayı öğrencilerimizden aldığımız izlenim çok ciddi bir motivasyon artışı olduğu biçiminde. Öğrencilerimiz ne kadar fazla soru yapabilirse o kadar fazla istediği programları tercih edebileceklerini ifade ediyorlar. Bu baskının hele de Covid-19 salgını şartlarında okullarına devam eden, derslerine çalışan ve bir taraftan sınavlara hazırlanan gençlerimiz açısından ne kadar ciddi bir psikolojik rahatlama haline geldiğini hatırlayacak olursak bunun zamanlamasının fevkalade yerinde olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla ortada bir sürpriz söz konusu değildir, bu olsa olsa bir müjdedir diyebilirim.” dedi. (Kamumeb.net)

Loading

Skip to content