Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımı ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde hem yüz yüze hem çevrim içi düzenlenen “2. Erişilebilir Kütüphaneler Çalıştayı”nın açılışında konuştu.
Kütüphanelerin, kitapların, insanlığın bilgi hazinesi olduğunu anlatan Yanık,”Bu realiteyi hepimiz biliyoruz. Bu realiteyi insanlığın yararı için kullanmak isteyenler de zararına olması için kullananlar da biliyorlar. Bütün savaşlarda ilk önce kütüphaneler yıkılır.” diye konuştu.
Saraybosna Kütüphanesi’nin ve Bağdat Kütüphanesi’nin savaşlarda ilk yıkılan yerlerden olduğunu belirten Yanık, sözlerine şöyle devam etti: “Ne kadar hafızamız varsa, geçmişi ne kadar hatırlıyorsanız, kendinizi bir toplum, birey olarak geleceğe o kadar sahici taşıyabilirsiniz. Kitaplarla ünsiyetimiz sadece bir okuma eyleminden, bilgiye erişmekten ibaret değildir. Kitaplar bize bir evreni açar ve orada bir insanlık inşa ederiz, bu medeniyeti bizden sonraki kuşaklara aktarırız. Medeniyet dediğimiz kavram sadece birkaç başlıktan müteşekkil bir yapı değildir. İçerisinde insanlığın bütün hafızasını sığdıran, o güne kadar o toplumun yaşadığı bütün deneyimi sığdıran bir yapıdır. Bunun en başat aktörlerinden biri kitaplar ve onu koruyan yapılar kütüphanelerdir.” dedi.
Erişilebilirliğin herkes için olduğunu dile getiren Yanık, sadece engelli vatandaşların değil, yaşlıların, hamilelerin, bebek arabasıyla giden ebeveynin de erişilebilirliğe ihtiyacı olduğunu söyledi.
Yanık, “Herkesin kişisel durumuna göre gerçekten erişilebilirliğe ihtiyacı olan bir realite ile karşı karşıyayız. O yüzden ‘herkes için erişilebilirlik’ diyoruz.” şeklinde konuştu.
“Engellilere yönelik hizmetler güvence altına alınmış oldu”
Bakanlık olarak Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü uhdesinde erişilebilirlik üzerine çalışmalar yaptıklarını aktaran Yanık, yaklaşık 20 yıldır aralıksız ve taviz vermeden engellilere yönelik hizmetlerin hayata geçirildiğini kaydetti.
Yanık, erişilebilirlik ve engellilerle ilgili sosyal hizmet süreçleri hakkında da bilgi verdi.
2005’te çıkarılan engellilere yönelik kanun ile hukuki altyapının güçlendirildiğini ifade eden Yanık, Türkiye’nin 2007’de Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesini imzalayan ilk ülkeler arasında yer aldığını hatırlattı. Yanık, “Bu, engellilerle ilgili çalışmalardaki irademizi, o işte güçlü hukuki zemini oluşturma kararlılığımızı ortaya koyan ilk adımlardan biridir.” dedi.
Engellilere yönelik pozitif ayrımcılığın 2010’da anayasal güvence altına alındığına, 2020’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Erişilebilirlik Yılı” ilan edildiğine işaret eden Yanık, daha önce ihmal edilen engelli vatandaşlara yönelik politika ve hizmetlerin AK Parti hükümetleri süresince hukuki çalışmalarla güvence altına alındığını kaydetti.
Çalışmalar hak temelli yürütülüyor
Bakan Yanık, engellilere yönelik tüm çalışmaların hak temelli olduğunu vurgulayarak, “Hareket noktamız engellilerin sosyal hayata, ekonomik hayata, iş hayatına, eğitim hayatına, hayatın her alanına kısaca erişme haklarının olduğu, bunların onların en tabii vatandaşlık hakkı olduğu, bu yapılan çalışmaların hiçbirinin engelliler için bir lütuf ya da bir ihsan olmadığı yaklaşımıdır. Bizim çalışmalarımızın bütün temelini oluşturan yaklaşım, özellikle hak temelli olmasıdır.” dedi.
Erişilebilirliğin, “Herkesin, istediği her yere ve her hizmete, bağımsız ve güvenli olarak ulaşabilmesi ve bunları kullanabilmesi” şeklinde tanımlandığını anlatan Yanık, bilgi ve iletişim teknolojilerinin de dahil olduğu tüm hizmetlere ve alanlara erişebilmenin günlük yaşamın doğal bir gerekliliği olduğunun altını çizdi.
Yanık, “Dolayısıyla her bireyin her yerde her hizmete ihtiyaç duyduğu anda erişmesini sağlamak hepimize düşen bir görevdir.” diye konuştu.
“Bağımsız ve güvenli erişim”in önemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yanık, şunları kaydetti:
“Düzenlemelerin ve hizmetlerin kimsenin yardımı olmadan ve herhangi bir kaza riski ile karşılaşılmadan kullanılması gerekiyor. Örneğin, standartların üzerinde bir eğime sahip rampalar veya kaygan zemin kaplamaları, engelliler açısından, bırakın kolaylık olmasını son derece tehlikeli de olabilir. Bu konuda çok dikkatle ve ciddiyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Gerçekten ihtiyacı karşılayacak, bilimsel metodolojiyle hesaplanmış ve engelliler için bir ihtiyacı karşılayacak, risk oluşturmayacak erişilebilirlik uygulamasını gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda standartlara uymayanlarla alakalı da gerekli uyarı ve çalışmalarımızı yapıyoruz.”
Bakanlığın çalışmaları üç başlıkta yürütülüyor
Yanık, Bakanlığın erişilebilirlik çalışmalarının “mevzuata yönelik çalışmalar”, “uygulamaların yaygınlaştırılması” ve “toplumsal farkındalığın artırılması” başlıkları altında yürütüldüğünü söyledi.
Çalışmaları sayesinde kurumların konuya daha çok ilgi gösterdiğini, mevcut binaların dönüşümü için bütçe taleplerini her yıl artırdığını tespit ettiklerini dile getiren Yanık, erişilebilirlik kriterlerine uygunluğu sağlayarak “Erişilebilirlik Belgesi” almayı talep edenlerin sayısının arttığını belirtti.
Yanık, belediyelerin da erişilebilir park, kaldırım ve yaya geçidi uygulamalarına hız verdiklerini, toplu taşıma araçlarını dönüştürdüklerini ifade etti.
“Kütüphaneler, her türlü engel türüne karşı erişilebilir hale getirildi”
Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarınca denetimleri tamamlanan ve “Erişilebilirlik Belgesi” alarak “Erişilebilirlik Logosu” kullanmaya hak kazanan 16 kütüphanenin ödüllerini vereceklerini söyleyen Yanık, şöyle devam etti:
“Bu kütüphaneler, her türlü engel türüne karşı erişilebilir hale getirildi. Kütüphane kullanıcısı bir görme engelli ya da ortopedik engelli, bu kütüphanelerimizi rahatlıkla ziyaret edebilir, istediğine rahatlıkla ulaşabilir. Sadece kütüphaneler değil, okullar, hastaneler, alışveriş merkezleri, kamu binaları, parklar, büyük siteler… İnşallah bu yapılara da büyük bir mutlulukla erişilebilirlik belgelerini vermeyi arzu ediyoruz.
Güçlü, sağlıklı ve erişimde sıkıntı yaşamayan kimsenin bu ihtiyacın bilincinde olması için küçük bir kaza geçirmesine ya da çevresinde herhangi bir engellinin olmasına ihtiyacı olmamalıdır. Bu farkındalık ve bilinç gelişimi, bizim medeniyetimizin, inancımızın kodlarında pekala yer alıyor.”
Çalıştaydan önemli sonuçlar elde edileceğine inandığını ifade eden Yanık, “Başka dünyalara açılan kapılarımız olan kütüphanelerimizin de erişilebilir olması, toplumun bütün kesimlerini kucaklayan, insan odaklı mekanlar haline gelmesini çok önemsiyoruz. Hayata değer katan her bireyin, toplumsal fayda üreten herkesin, eşit, adil ve hakkaniyet hissiyle var olduğu bir toplum için çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Yanık, 2022 yılında Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarınca denetimleri tamamlanan ve Erişilebilirlik Belgesi alarak Erişilebilirlik Logosu kullanmaya hak kazanan üniversite, halk kütüphanesi ve belediye kütüphanesi olmak üzere 16 kütüphaneye erişilebilirlik logolu bayraklarını verdi.
Çevrim içi eğitim seminerleri düzenlenecek
Çalıştayın ikinci gününde eş zamanlı çevrim içi ve yüz yüze çalışmalarla, erişilebilir kütüphaneler konusunda sorunlar tespit edilecek ve kütüphane hizmetlerinin erişilebilirliğine ilişkin kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerileri geliştirilecek.
Çalıştay oturumlarıyla eş zamanlı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı halk kütüphaneleri personeline yönelik, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünce “Erişilebilirlik” ve “Engellilerle İletişim” konularında çevrim içi eğitim seminerleri düzenlenecek. (AA)